17 Ağustos 2010 Salı

Che tâcirinin kitabı Nâzım Hikmet ve Ahmed Arif'den ç/alıntı mı yapmış?


AKP'li Ertuğrul Günay'ın yönetimindeki Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı ve Lemi Bilgin tarafından yönetilen Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürlüğü sahnelerini, anlamsız, gereksiz ve düzeysiz oyunlarla işgal etmiş ve böylece, anlamsız, gereksiz ve düzeysiz oyunlarıyla tiyatro izleyicilerini meşgul ederek, izleyicilerin, DT'nin tiyatro koltuklarında tutsak kalıp beyinlerinin dumura uğraması sonucu statükonun kalıcılaşması için, kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesine tiyatral katkıda bulunmuş olan Çorumlu yazar, Sayın Tuncer Cücenoğlu'nun (adını "Che Guevara" koymasına karşın), "Che Guevara'dan başka her şeye benzeyen" oyununun hemen başında (on beşinci ve on altıncı sayfalarında) bulunan "tanımlanamayan bir şey"in içerisine sızdırdığı (Nâzım Hikmet ve Ahmed Arif'ten başka hiçbir kişinin yazamayacağı güzellikteki) damıtılmış emeği, açık seçik gösterebilmek için, bazı önemli sözcükleri kırmızı renkle biz belirginleştirdik. Ayrıca, anlam benzerliği içerisinde bulunan bazı bariz imgeleri kahverengiyle "doğal yerleri"ne biz yerleştirdik!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz

***


hoş geldin bebek

yaşama sırası sende
senin yolunu gözlüyor kuşpalazı boğmaca kara çiçek sıtma
ince hastalık yürek enfarktı (kalp krizi) kanser filan (daha nicesi)işsizlik açlık filan (daha nicesi)tiren kazası otobüs kazası uçak kazası iş kazası yer depremi sel baskını
kuraklık falan (daha nicesi) karasevda ayyaşlık filan (daha nicesi) polis copu hapisane kapısı (işkence, darağacı) falan (daha nicesi) senin yolunu gözlüyor atom bombası falan (daha nicesi) hoş geldin bebek
yaşama sırası sende
senin yolunu gözlüyor sosyalizm komünizm filan (daha nicesi).

Nâzım Hikmet


***


Diyarbekir Kalesinden Notlar Ve Adiloş Bebenin Ninnisi


(...)


Doğdun,

Üç gün tuttuk
Üç gün meme vermedik sana
Adiloş Bebem,
Hasta düşmeyesin diye,
Töremiz böyle diye,
Saldır şimdi memeye,
Saldır da büyü...
Bunlar,
Engerekler (yılanlar) ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü...Bu, namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü.
Ahmed Arif

***


Hoş geldin dünyamıza


Hoş geldin dünyamıza

Sefalar getirdin bize!
Haberin yoktu oysa
Hoş buldun mu dünyamızı?

Açlık tokluk, gece gündüz,

Varlık yokluk, dayak zulüm
Kadın olmak ayrı derttir
Alış da büyü, bunlara!

Cop, işkence, darağacı, (hapishane kapısı) Sokaklarda kurşunlanma

Susuzluk yaman derttir
Alış da büyü bunlara!

Kuşpalazı ve boğmaca,

Kara çiçek ve sıtma,
İşsizlik ve iş kazasıAlış da büyü, bunlara!

Kalp krizi (yürek enfarktı) ve kanser Yüksek tansiyon ve şeker

Astım ve daha nicesi (falan / filan) Alış da büyü, bunlara!

Karanlık bastığında

Ay ışığında parlayan
İsyan, ihanet ve zılgıt,
Alış da büyü, bunlara!

Masalları yılan dolan,

Yılanlarıysa düşman,
Hoş mu buldun bilinmez?
Ama geldin, hoş geldin!

Tuncer Cücenoğlu


(Kaynak: Mitos-Boyut Yayınları, "Che Guevara", sf. 15-16)


***


Sema Göktaş diyor ki:


"Evet, Tuncer Cücenoğlu iyi bir yazardır bence. Güzel oyunları vardır. Bir insan olarak ayrı. Onu değerlendirmiyoruz burada. Dramatik yazarlık tekniği açısından iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. Bütün oyunları için diyemeyiz belki ama, iyi bir oyun yazarı olduğunu düşünüyorum."


(Kaynak: Yeni Tiyatro Dergisi, Haziran-Temmuz 2010, sayı 20, sf. 8)



Hilmi Bulunmaz demişti ki:


"Oyun (Çıkmaz Sokak) hakkında fazla bir şey söylemek istemiyorum. Tuncer Cücenoğlu'nun kişiliğini, karakterini sevmediğim gibi, oyunlarını da sevmiyorum. Yapay, yapıntı halindeki metinleri, izleyicinin üzerine bir yığıntı haliyle fışkırtan Cücenoğlu, her şeyden önce dramatik donanımdan yoksun. Bırakınız dramatik donanımı, işkencenin ne'liğinin bile ayrımında değil."


(Kaynak: "Kurda kuşa teslim edilmemesi gereken bir yer")


***


Ben, herhangi bir kişi, kuruluş yada kuruma, kulaktan dolma bilgilerle yaklaşan biri değilim.


Benim, herhangi bir kişi, kuruluş yada kurumun değerlendirmesini yapabilmem için, mutlaka o kişinin, o kuruluşun, o kurumun ürettiklerine bakmam gerekir.


Benim, Tuncer Cücenoğlu'na "iyi bir yazar" diyebilmem için, onun neden "iyi bir yazar" olduğunu ve hangi yapıtlarının "iyi" olduğunu göstermem gerekir.


Benim, Tuncer Cücenoğlu'nun "güzel oyunları vardır" diyebilmem için, onun hangi yapıtlarının "güzel oyunlar" olduğunu tek tek sıralamam ve bu oyunların neden "güzel oyunlar" olduğunu gerekçeleriyle anlatmam gerekir.


Benim, Tuncer Cücenoğlu'nun "dramatik yazarlık tekniği açısından iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum" diyebilmem için, onun hangi oyunlarında, nasıl bir "dramatik yazarlık tekniği" oluşturduğunu belirtmem gerekir.


Benim, Tuncer Cücenoğlu'nun "iyi bir oyun yazarı olduğunu düşünüyorum" diyebilmem için, onun hangi oyunlarının iyi olduğunu ve bu oyunlardaki konuları, izlekleri, betimlemeleri, imgeleri, tersinlemeleri... ayrıntılı olarak belirtmem gerekir.


Ancak...


Ben, Tuncer Cücenoğlu'nun birçok oyununu okumama, birkaç oyununu izlememe karşın, onun hiçbir oyununu ("Che Guevara", "Çıkmaz Sokak", "Çığ, Kadıncıklar, Kördöğüşü, Dosya. Kızılırmak, Biga 1920, Öğretmen...) beğenmediğim için, Tuncer Cücenoğlu'nun herhangi "bir şey"ini asla övemem.


Benim, Tuncer Cücenoğlu'nun "Çığ" oyununu neden beğenmediğimi belirtmem ve bu oyunun, oyun bile olamayacak kadar düzeysiz ve mantık hatalarıyla dolu "bir şey" olduğunu gösterebilmem için biraz sabırlı olmanız gerekecek.


Benim, Tuncer Cücenoğlu'nun "Che Guevara" oyununu neden beğenmediğimi belirtmem için, Hilmi Bulunmaz'ın kaleme aldığı "Tuncer Cücenoğlu'nun 'Che incileri'!" başlıklı yazıyı okumanızı önermem yeterli. (HB)