2 Temmuz 2013 Salı

Engin Alkan, Bulunmaz'a karşı İFTİRA MÜTALÂASI yazanı iyi haşlamış

Engin Alkan

Laf -U Güzaf

"...Sahnedeki devinimi, bedensel şeması, 'genelçekim' ekseni, tempo-ritim kavrayışı doğru dürüst ayırt edilemiyor…

…Gereksiz edimler içerisinde (yüz hareketleri ve jestleri) bedene ve bunun sonucunda saptanan devinimler bütününe ilişkin görsel anlatımlılık olarak mimikleri hiç mi hiç yerine oturmuyor…


…Onun devinimi kassal düzeyde. Adımları, jestleri ve birbirine bağlı tutumları canlı senfoni gibi. Değerlendirme aracıyla yani gözle değil, bütünüyle kas sisteminin kendisi olan yaratımının aracıyla yaratıyor ve düzenliyor…


…Uğur Polat'ta son derece gelişmiş bir kassal bellek seziyorum. Harry'nin yaşanmış coşkularının kışkırttığı içsel yönelimlerinin derin içsel özünü duyumsuyor, duyumsadıklarını bedenini de aksiyona dâhil ederek seyredene estetik bir buket olarak aktarıyor…


…Gövdesini dışsal ifade çizgisi boyunca nasıl çalıştırıyor, inanılacak gibi değil!..


…Deviniminin gerçek algısını görsel düzeyde bırakmayarak, mükemmel çene yapısından süzülen güzel gülümsemesini yudumlatarak seyircisini etkisi altına alıyor…


…Gözlerini kısarak kuşkusunu, açarak merakını, derinden bakarak dikkatini, eğerek üzüntüsünü başarıyla ifade ediyor…


…Yeteneği yok demeyeceğim, ama öncelikle repliklerinde hangi heceleri ya da sözcük gruplarının üstüne basılması gerektiğini öğrenmesini salık vereceğim. Türkçe sözcüklerde genellikle hafif bir vurgu var zaten, Özen'in bu vurguları çarpıtmasına gerek yok ki! Örnek: '… Masamı her zaman donatırım…' Sözcük türeten eklere de vurgu yüklememeli Damla Özen. Vurguyu kendine çeken iyelik eklerine de dikkat etmeli. Soru eki olan 'mi'yi de vurgulu söylememeli…


…Vücut dili için önemli sayılan organlarını, yani gözlerini, ellerini, ağzını, omuzlarını ve bacaklarını gayet iyi ve hiç abartmadan kullanıyor…"*


***


Yukarıdaki ifadeler, yakın zamanda okuduğum Üstün Akmen'e ait tiyatro eleştirilerinden ve bu ifadelerin sahibi, Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Türkiye Merkezi Başkanı.


Üstün Akmen'le uzun uzadıya yeni bir kalem kavgasına girme heveslisi değilim, onun için diyeceğimi kestirmeden diyorum;


Ey eleştirmen! Oyunculara dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum. Yazdıklarının tumturaklı rokokoları hiçbir şey anlatmıyor. Söz ettiğin konulardaki bilgisizliğini manipüle ediyor, ahkâm kesiyorsun.


İllâ ki yazacaksan, "beğendim", "beğenmedim" de ve geç, mesleğimize daha az tahribat verirsin.


Engin Alkan


*İfadeler, Üstün Akmen'in Savaş Bezirganları için: -Korku ve Sefalet- ile -Savaş ve Barış-, Asuman Dabak Tiyatrosu'nda Başarılı Bir Komedi: Şahane Düğün, İstanbul'da Tanpınar Uyarlaması: Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Alın Size Başarılı Bir Garajistanbul Projesi daha: Histanbul,Genç bir kadının evrak-ı metrukesi: 4 Artı 4 yazılarından alıntılanmıştır.


***

Yorumlar

Vehbi Akıntürk
23 Aralık 2008 

Ne kötü. Hâlbuki, ben daha uzun süre tartışabiliriz diye düşünmüştüm... Teşekkürler; görüşleriniz ve başarı dileğiniz için; dilerim bir gün aynı şeyleri benim için de söylersiniz... 

İyi çalışmalar...

*

12/7/2008 

Ben de Engin Alkan'ın başarısız "reji denemeleri" ile bir tahribat yaptığını düşünüyorum... Ey Engin Alkan Ya yönet, ya oyna! Bence ikisinde de aynı oranda başarısızsın. Ama enerjini birine yönlendirirsen belki daha iyi olabilirsin... Yönettiğin oyunlar ile ilgili, oyunculara dediklerimden anlayacağın, yazacağım tumturaklı rokokolarının bir şey anlatacağı, söz ettiğim konularda bilgililiğim olacağı, ahkam kesmeyecek şeyler yazdığımda yada herhangi bir eleştirmen yazdığında, senin yaratıcılığında bir gelişme mi olacak? Hiç sanmıyorum... O yüzden "Üstün Akmen"in yada başka birinin iyi yazılar yazmasını bekleme, iyi reji yapmak için. Yapabiliyorsan yap. Yada daha fazla zorlama!

*

12/8/2008

Vehbi bey, Keşanlı Ali ve Engin Alkan'ın, oyunculuk ve yönetmenlik yaptığı, başka, birçok işini izledim, hepsinde de vasat düzeyde idi. Ayrıca ben "Recep İvedik" filmi ile ilgili, binlerce insanın verdiği muhteşem tepkiyi de veremedim. Siz ne düşünürsünüz bilmem... Sayın Burcu hanım, Bernarda Alba'nın Evi, Keşanlı Ali Destanı, Ben Anadolu, Kadınlar da Savaşı Yitirdi, Kral Ölüşüyor, Vişne Bahçesi'nden (siz gördünüz mü bilmiyorum ama bunlar Engin Alkan'ın daha önce yaptığı rejiler) daha iyilerini yapabilirim. Benden başka yapacaklar da çıkar. Ama sizin "fetişiniz" Engin Alkan Türkiye'nin en güzel sahnelerini memuriyeti dolayısı ile işgâl ettiği için, siz sadece onun, bence başarısız rejilerini izliyorsunuz... Evet "Engin Alkan" bu yaptıklarını bir özel tiyatroda becerebilirse o zaman yönetmendir! Yoksa al sırtına, faşizan biçimde belediyenin imkânlarını (faşizanlığı, belediyenin imkânlarını hiçbir entelektüel denetim olmaksızın, iyi oyun yapsa da, yapmasa da kullanmaya devam ediyor olmasından ileri geliyor) yap keyfine göre oyunları, nasıl olsa Vehbi beyin yazdığı gibi "sonunda binlerce insanın verdiği muhteşem tepki" de var, ki bence onlar "Recep İvedik"e de bayılıyorlar... Nasıl olsa başında "Engin Alkan" oyunların başarısız, bu kuruma lâyık değilsin diyecek adam da yok. E o zaman ortaya anlayana ıstırap, anlamayana Engin Alkan fetişizmi! Ben istiyorum körler sağırlar birbirini ağırlamasın... Birbirimizi, gözünü kulağını açalım...

*

Salih Bengi
12/9/2008

Murat Bey, Engin Alkan'ın rejisi iyidir kötüdür; beğenip beğenmemek hakkınızdır; ancak çalışmalarını Recep İvedik'e benzetmek sadece haksızlık olmamış aynı zamanda yazdığınız diğer şeyleri de ne kadar abartmış olduğunuzu düşündürüyor insana ister istemez. Ben beğeniyorum çalışmalarını ama fanatik değilim açıkçası. Bernarda Alba'nın Evi İstanbul Efendisi'nden çok daha iyiydi. Ama başarılı olduğunu düşünüyorum.

Son olarak bu yazının konusu Üstün Akmen'in eleştirileri değil mi? Engin Alkan ile ilgili yazıları onunla ilgili sayfalara yazmanız gerekmez mi? Üstün Akmen'i savunmak için Engin Alkan'ı eleştirmek bence yersiz.


*

Murat Akdağ
12/9/2008

Salih bey, yazdıklarımda Üstün Akmen ile ilgili şeylerde var! Görmüş olmanız gerekir. Ha "Engin Alkan" yazısını, "gelin hep birlikte" "Üstün Akmen"e saldıralım çağrısı ile yazdıysa ve ben anlayamadıysam, üzgünüm... Ben de sayın "Üstün Akmen"in yazılarından yüksek bir haz duymuyorum ve birçok açıdan eleştirebilirim. Ama bir yazara "İllâ ki yazacaksan, 'beğendim', 'beğenmedim' de ve geç, mesleğimize daha az tahribat verirsin" uslûbunda bir hitabın, "Ananı da al git"ten ne farkı var? Ayrıca ben "Engin Alkan"ın yaptıklarını "Recep İvedik" filmine benzetmiyorum, sadece Vehbi beyin verdiği bir örneğin (yani oyun sonunda binlerce insanın verdiği muhteşem tepkinin) "Recep İvedik"e de verildiğini ve bunun bir sanat eserini değerlendirmekte kriter olamayacağını anlatmaya çalıştım. Bir de "Bernarda Alba'nın Evi" ile ilgili beğeniniz "Engin Alkan"dan değil de, büyük yazar "Federico García Lorca"dan kaynaklanıyor olabilir...

Saygılar...

*

Murat Akdağ
12/7/2008

Adım Murat Akdağ, yazmayı unutmuşum... Bir önceki yazı için...

*

Burcu
12/8/2008

İster yazsın, ister yönetsin, ister oynasın bir tiyatro oyununda Engin Alkan adı varsa mutlaka görülmeli, izlenmelidir... Ama bence bunu kabul etmek zor geliyor bazı kesimlere...
BERNARDA ALBA'NIN EVİ, KEŞANLI ALİ DESTANI ve bu sezonun en yeni, en iyi müzikali İSTANBUL EFENDİSİ...
Beğenmeyen daha iyisini yapsın biz de onu alkışlayalım...
Tabiî bu oyunları alkışlamaktan fırsat kalırsa...

*

Vehbi Akıntürk
12/8/2008

Engin Alkan'ı  Keşanlı Ali Destanı'nda izledim ve kısaca şunu tavsiye edebilirim Murat beye keşke siz de izleseydiniz yada izlediyseniz keşke dürüst eleştiri cesaretini gösterip oyun sonunda binlerce insanın verdiği muhteşem tepkiyi verebilseydiniz... Sevgiler Engin Alkan'a...

*

Melis İpek
12/10/2008

Komiksin Murat Akdağ. Engin Alkan'ın dikkatini çekmek için acayip bir yöntem.

*

12/11/2008

Üstün Akmen, Albay Kuş yazısında satır arasında güzel bir cevap vermiş.

*

Murat Akdağ
2/17/2008

Vehbi bey, anlamayacak bir şey yok... Sizin, "İstanbul Efendisi"nin ne kadar değerli bir oyun olduğunu anlatmak için seçtiğiniz "oyun sonunda binlerce insanın verdiği muhteşem tepki" cümlesinin bir sanat eserini değerlendirmek de kıstas olamayacağını anlatmaya çalışıyorum... "Yani Tahir’i Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahir'liğinden" pardon şiirsel olunca siz anlamakta zorluk çekiyorsunuz... Yani, o binlerce insan... Oyunu beğenmese idi! Oyun, sanat değerinden bir şeymi kaybedecekti? Bu yazıda yazdıklarımın, ne "Recep İvedik" ile ilgisi var, ne "Engin Alkan" ile ne de "İstanbul Efendisi" ile (ayrıca, Engin Alkan'ın içinde olduğu bir işle "Recep İvedik"i karşılaştırmakta ne var? Bu kibirliden fazla kibirlilik de ne oluyor) sadece size bazen "az çoktur"u anlatmaya çalışıyorum... Bu sefer de anlamadıysanız yapabileceğim bir şey yok... Umarım kavga ediyormuşuz izlenimi doğmaz... Saygılar...

*


Vehbi Akıntürk
12/17/2008

Murat bey dediklerinizden inanın hiçbir şey anlamadım tıpkı Recep İvedik seyreden insanların sinemadan çıktıktan sonra hiç bişi anlamadıkları gibi.. umarım ne demek istediğimi anlamışsınızdır.. Eleştirileriniz dolu dolu görünse de aslında çok da kayda değer ölçüde değil bu da tabiî ki bakış açılarına göre değişiklik gösterir fakat sizin gibi tiyatronun içinde olan birisi nasıl olur da Engin bey’in içinde bulunduğu eserleri çok daha başka bir boyuttaki Recep İvedik'e bağlayıp bundan bizim sonuç çıkarmamızı ister gerçekten anlamadım.. Mümkünse siz yalın cümlelerle yada herkesin anlayabileceği türdün cümlelerle eleştirilerinizi yapın yada özür dileyerek ben tavsiyede bulunmak istiyorum sevdim yada sevmedim diye yanıtlarsanız o zaman özgür olduğunuz bu konuda ben de size hak verebilirim yoksa bu tarz ’"eleştiri’" yazısı adı altında yorumlar hem sizi daha negatif kılar hemde o körler sağırlar diye benzetme yaptığınız insanlar sizi bir gün ağırlar... Saygılarımla...

*


Vehbi Akıntürk
12/22/2008

Aşık Veysel’in sözünde de bahsettiğini gayet iyi anlayabiliyorum! Benim asıl kastetmek istediğim seyirci olarak siz ne kadar iyi top oynarsanız oynayın yada Van Gogh olarak muhteşem bir eser bırakın bunu takip eden izleyen yada benimseyen kimse yoksa bu sanat olmaz özellikle de tiyatro oyununda 1. kural sahneden önce seyircinin olmasıdır. Şimdi siz diyeceksiniz ki seyirci kaliteli değil biz ne yapalım? O zaman siz kendinize şu soruyu sorun siz ne kadar kaliteli bir tiyatro izleyicisisiniz? Yani bu eleştirilerinizi dile getirirken Engin Alkan için bu eleştirileri yaparken söyleyin siz ne kadar donanımlı bir seyircisiniz ki bu haddi kendinizde bulabiliyorsunuz. Umarım dediklerimi yanlış anlamazsınız benim için bir sirkte en önemli karakter palyaçodur çünkü palyaço sirkteki bütün cambazlarla dalga geçer bütün ustalarla kafa bulur çünkü o hepsini onlardan daha iyi bilir! Yani sizde palyaçoluk yapacaksanız (umarım bunu TV'de magazin programlarında insanların birbirlerine söyledikleri palyaço sıfatından ayırabilirsiniz) bence bu tiyatroyu bu sanat dalını Engin Alkan'dan daha iyi bilmelisiniz ancak o zaman benim için sağlıklı ve tutarlı bir önem kazanır söyledikleriniz... Zira şu an sadece lâf kalabalığı yapıyoruz. Engin Alkan'ı hiç tanımam öğrenci olduğum için sadece izleyicisi olabildim. Kraldan çok kralcı gibi gözükebilirim ama sadece haddimi bildiğimi ve krala saygı duyulması gerektiğini söylüyorum eğer bir gün kral olursam aynı saygıyı görmek adına...

*

Murat Akdağ
12/11/2008

Melis hanım, 

Benim derdim, sizin dikkatinizi çekmekti! Onu da başardım... Sağ olun...

*


Murat Akdağ
12/23/2008

Vehbi'cim, benim sana yazabileceğim bir şey kalmadı! Meslek hayatında başarılar dilerim, kolay gelsin...

*


Murat Akdağ
12/20/2008

Sevgili Vehpi, şunu anlatmaya çalışıyorum... Harika futbol oynayabilirsiniz aynı anda 8 kişiyi geçer gol atarsınız, top toplayıcılar bile görmese, değerlidir benim için. Ama eğer mesleği bilen biri, eski futbolcu, futbol hakkında kitaplar yazmış biri fikir beyan ederse daha değerli olur... Yada "Vincent van Gogh" hayatını bir inceleyin... Aşık Veysel "Güzelliğin On Pare Etmez Şu Bendeki Aşk Olmasa" derken kendi beğenisini dile getiriyor... Demiyor ki "Güzelliğin On Pare Etmez Şu Binlerce İnsandaki Aşk Olmasa" kendi beğenisi, kendisi ile açıklıyor! Sana da bunu tavsiye ederim... Ez cümle Ben herhangi bir sanat eserinin "Yüksek Zeka"daki, sanatçı ile "Yüksek zeka"daki sanat takipçisinin aşk hikayesi olduğunu düşünüyorum... Binlerce insan umurumda değil... Engin Alkan muhakkak saygı duyulması gereken birisidir! hiç Teşriki Mesaim olmadı.... Ama maalesef kendisi ile aramızda, sanata dair bir "Aşk Hikayesi" yok... Sizin var ise hiç bir şey diyemem... Ha "Engin Alkan" bu yazıyı yamasa bunları sağda solda anlatacaktım ama, bu yazıyı yazdığı için, burada yazmaktaydım... Yoksa daha ağır eleştirebileceğim çok yönetmen var "Sanat Camiamız"da onlar ile ilgili yazılar da yazıyorum zaten...

*


Murat Çelik
12/20/2008

Sevgili Murat Akdağ!

Bir sanat tartışması metninde; dahi anlamındaki de'leri bitişik yazmanızı yadırgadım. Söylediğiniz birçok şeye mantık olarak katılmaktayım. Saplantısız ve benim mantığımda olduğunuzu düşünerek okuyorum sizi. Ancak Türkçe yerlerde sürünüyor.

*


Vehbi Akıntürk
12/19/2008

Bakın Murat bey ben en iyisi size bunu şöyle anlatayım sizin de yazdığınız gibi.. Tahir olmakta ayıp değil Zühre olmakta hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte... Tamam? Yada şöyle örnek vermem gerekirse. Sendeki güzellik beş para etmez bendeki bu aşk olmasa... Tamam? Yada şöyle harika futbol oynayabilirsiniz aynı anda 8 kişiyi geçer sonra gol atarsınız ama bunu sadece top toplayıcı çocuklar izliyorsa bunun bir anlamı kalmaz tamam? Yada siz harika bir ressamsınız ve tablolarınız muhteşem ama bu eserlere bakan kimse olmazsa o sanat eserlerinin ne değeri kalır aynı Engin beyi izleyen binlerce insan olmasaydı ve o tepkiyi vermeselerdi bunun da sanat değeri olmayacağı gibi... Neden bu inadınız anlamadım ama inanın gerçekten Engin Alkan saygı duyulması gereken birisi... Hayır kavga değil aksine çok güzel bir tartışma ortamı benim gibi bir tiyatro bölümü öğrencisi için oldukça yararlı oluyor size ve bu imkanı sağlayan Engin Alkan'a teşekkürler...

*


Murat Akdağ
12/21/2008 

Sevgili Murat Çelik, ne desen haklısın bu konuda. Herkesten özür diliyorum... Düzeltmeye çalışacağım.... Uyarın için sağ ol... Yalnız olmadığımı biliyorum zaten...

*


Samet Silme 
3/8/2011

Burada yapılan tartışma ve eleştiriler olumsuz yada olumlu yapılan işin ve adı geçen üstat kişinin kalitesini ortaya koyar... Meyve veren ağaç taşlanır ... Vehbi beye katılıyorum ne demiş Brecht konuşma yap da görelim saygılar...

*

Tardu Ay
10/7/2011

Engin beyin iyi yada kötü olması asıl değinmek istediği noktadaki gerçeği değistirmez. Üstün Akmen'in ne söylediğini ben de anlamıyorum. Bence bir şey de söylemiyor. Bütün yazılarını okuyun bunun binlerce örneğini göreceksiniz. Ayrıca her ne hikmetse isim yapmış oyuncularımızı hiçbir zaman eleştirdiğini de görmedim.

(Kaynak: Tiyatro Dünyası)

***

Oyun'un notu: Yazıdaki birçok yazım yanlışını biz düzelttik!