Ben, Litvanya başta olmak üzere Baltık Devletleri'ni gezip ülkeme döviz kazandırırken, Fatih Asayiş Büro Amirliği'nde görevli bir polis memuru telefon edip oğlum Cemal'le birlikte ifade vermem gerektiğini söylemiş. Oğlum Cemal, şikâyetçilerin hiçbirini zerre kadar olsun ciddî bulmadığı için, polis memuruna şikâyetçinin kimliğini ve hangi nedenle şikâyetçi olduğunu bile sorma zahmetine katlanmayarak çalışmasını sürdürmüş!
Sabahleyin Sayın Avukat Reyhan Kayışlı'ya özel özen göstermek, onun hakkında Sayın Savcı Cumali Karakütük'e "savunma metni" hazırlamak zorunda bulunduğum için notlarımın arasındaki "Fatih Asayiş Büro Amirliği'nden aradılar!" sözü zinhar ilgimi çekmedi! Ne zaman ki, İstanbul Adalet Sarayı'ndaki işlerimi tamamlayarak "çalışma notlarım"a yeniden kavuştum, işte o zaman ilgili polis memurunu arayarak, İsmail Can Törtop'un yalnızca beni değil, oğlum Cemal Bulunmaz ile Coşkun Büktel'i de "HAKARET SUÇU" nedeniyle şikâyet ettiğini öğrendim...
Akşam gidip savunmamı yaptıktan sonra, en kısa zamanda, İsmail Can Törtop hakkında "olağanüstü yüklü manevî tazminat dâvâsı" açacağım!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
