1 Temmuz 2014 Salı

AST'ın "işçi sınıfı"na sarılmasının hafifliği sonucu "ezen-ezilen" tespiti...

Oyun'un notu: Tiyatro yazarı Melih Anık, yazılarından yalnızca 150 sözcüklük bir alıntı yapılabilmesine izin verdiği için, 150'nci sözcükten fazlasını okumak isteyen okurlarımız, en aşağıdaki linki tıklayabilirler!

***


Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) İstanbul'da... (2014-Haziran)


Melih Anık

1 Temmuz 2014

Tüm kadro, "ekip" olmanın keyfini yaşıyor gibiydiler. Güçlerinin ekip olmaktan geldiğini fark ettim. Aynı dünya görüşünü paylaştıkları izlenimini edindim.


"Selamün Kavlen Karakolu" ve "Beş Para Etmez Varyete", seyircinin daha çok hoşuna gitti sanırım. Benim yüksek(?) tiyatral eleştirilerim seyircinin alkışları yanında bir değer ifade etmez. Seyirci beğenmişse boşver eleştiriye. Onlar benim baktığıma bakmayacak, beni de okumayacaklar nasılsa. Bu açıdan baktığımda AST, 50 yıl önce söylediği yolda ilerliyor gene de. Gençleşerek yoluna devam ediyor. "Bizim tiyatromuz" diyeceği bir tiyatro peşinde. Söylemi geçmişe göre daha yumuşak. (Ankara'nın havası mı sert?) Tiyatro sanatını ciddiye alıyor. Hedef kitle ile temas kurabiliyor. Varlıkla yokluğun bilincinde. Topluma kendini gösteriyor. Bu "ayna tutmak" değil sadece. Gelenekselden yararlanıyor. Eskiye göre olmayan şey işçi sınıfına yönelik söylemleri. Ama Allah için söyleyin, işçi sınıfı mı kaldı? Artık sadece "ezen" ve "ezilen" var. Bataklık dizlerde değil boğazda. Tüm umutlar hâlâ umutsuzluğu defetmekte..


50 yıldır iktidarları korkutan bir tiyatronun modeli olmak kolay da değil hani!


Yolun açık olsun AST!


***

Ayrıca bakınız:

Melih Anık, PROTOKOLe at gözlüğüyle değil kendi gözlüğüyle bakıyor!

Genco Erkal başta olmak üzere samimiyetsizlere ders veren Anık yazdı


"Yazı yazma hastalığından muzdarip" Melih Anık, estetik tatlar katıyor...


Melih Anık, "On dönüm bostan yan gel yat Osman!" demeden yazıyor...


Melih Anık, "ipimle kuşağım" demek yerine, "bilimsel veriler"le yazıyor...


Melih Anık, "İFTİRA MÜTALÂASI" yazarı Üstün Akmen'gilleri eleştirdi!...


Coşkun Büktel, Bulunmaz'ın retweet'lediği Anık'ın tweet'ini retweet'ledi!


Hilmi Bulunmaz, Coşkun Büktel ile Melih Anık arasında da köprü oldu...


Gerçek ve somut tiyatro tartışması dergilerde değil İnternet'te yapılıyor!


LİNÇÇİ tiyatro dergilerinin çanak yaladığı bu süreçte, İnternet interaktif!


Tiyatro dergilerinin nal (reklâm) topladığı bir süreçte, İnternet gayet net!


Tiyatro ödülleri hakkında bu kadar net, bu kadar somut yazı yazılmadı!


Tiyatro esnafı bir yerden bir ekmek ararken Melih Anık ikirciksiz yazıyor


Sığ sularda solucan hâline gelen tiyatrocular varken bu yazı da okunur!

Tiyatronun yozlaşması için POT üstüne POT kıran DOT'a DOsTlukla...

Bilime, edebiyata, estetiğe ve sanata önem veren Melih Anık yine yazdı

Melih Anık, işlevsiz ve yararsız yapay eleştiri tezgâhı TEB'i eleştiriyor...

Anık'ın yazısı içindeki "Yiğit Sertdemir" adı geçen bölümleri sunuyoruz!


Anık (Üstün Akmen'in hukuku yaralayan MÜTALÂA metnini) unutmuyor!

Tiyatro yazarlığında "yüzde yüz"e en yakın yazarlardan biri: Melih Anık!


Melih Anık, kişisel çıkar gözetmediği için nesnel değerlendirme yapıyor!

Ostermeier süte su katıp yumurtasız omlet yapmış yada Ibsen'siz Ibsen.

Tiyatro sanatının gelişmesi için çalışan Melih Anık'ın yazısını okuyun...


Tiyatro dergileri eleştiri sürecinin dışına savrulurken Melih Anık yazıyor

Anık'a yakın durduğumuz için uzak durduğumuz Shakespeare'i sunduk!