29 Nisan 2015 Çarşamba

Müşteki Hilmi Bulunmaz, Sanık Yaşam Kaya'nın tanıklarını reddediyor!...

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'NA


DOSYA NO: 2015/25 Esas

Konu: Tanıkların tanıklığının reddedilmesi ve cezalandırılması istemi...

Sanık Yaşam Kaya lehine tanıklık yapanlar şunları söylüyor:

Birinci tanık: "Ben, iddia edilen olayı gözümle görmedim. Sanık benim kardeşim olur. Kardeşimin İnternet'teki yazılarını takip ediyordum. Bundan 6 yıl önce, müştekinin Yaşam'a hitaben İnternet'teki bir yazısında annemize hakaret ettiğini okudum. Bunun üzerine kardeşim olan sanığı uyardım. Kendisi de müşteki hakkında gereğini yapacağını söyledi. Yine değişik zamanlarda müşteki İnternet ortamında sanığa hakaret içerikli yazılar yazmıştı. Bu hakaretleri müştekinin kendisine ait blogunda okumuştum. Benim konuya ilişkin bilgim ve görgüm bundan ibarettir."

Birinci tanık, Sanık Yaşam Kaya'nın kardeşi olmakla, 2 Haziran 2009 günü e-posta atarak beni tehdit etti. Bu e-postayı ekte sunuyorum. Tıpkı kardeşi Sanık Yaşam Kaya gibi, bana TEHDİT içerikli e-posta gönderen tanıktan (mevzuat elverirse) şikâyetçiyim!... Tanık, e-postayla TEHDİT etmekle yetinmeyip, e-postanın geldiği günlerde, benimle telefonda çok "SERT" bir dille konuştu. Telefon numaralarım 0212 513 47 32 ve 33... Gerekirse telefonlarımın kayıtlarını elde etme hakkınız var. Tanık, "olay" ile ilgili olarak yüzde yüz konuya vâkıf olmasına karşın, konuyu bilmiyor gibi bir izlenim oluşturarak, "yalancı tanıklık" söz konusu olduğunda bulanık bir ifade verdiği yönünde ikinci ifadesiyle, "yalancı tanıklık" suçlamasından korunmak düşüncesiyle hareket ediyor... Yazmadıklarımı yazmışım gibi sunan tanığın tanıklığını, asla, kesinlikle kabûl etmeyerek, ısrarla reddettiğim gibi, bir "BİLİRKİŞİ RAPORU" ile tanığın doğru mu, yalan mı söylediğinin saptanması gerektiği kanısını taşımaktayım.

İkinci tanık: "Ben, Yaşam'ın bizzât müştekiye hakaret ettiğini görmedim. Ancak olay öncesinde Hilmi'nin kendi blogunda Yaşam'a hitâben; 'Orospu çocuğu' dediğini okudum. Bunun üzerine Yaşam'ın da karşılık vererek; 'Yavşak' gibi sözler söylediğini, telefonda söylediğini, niçin bu şekilde yazdığını sorduğunu, duydum. Bunun dışında müştekinin zaman zaman sanığı kastederek; 'Dangalak, cahil' gibi sözlerle hakaret ettiğini okudum. Benim konuya ilişkin bilgim ve görgüm bundan ibârettir."

İkinci tanık, hem kendiyle hem olay içeriğiyle çelişmekte. Söylemediğim, yazmadığım "bir söz" nedeniyle hakkımda tereddüt oluşturmak isteyen ikinci tanık, arkadaşını koruma duygusuyla hareket edip, bence doğruyu söylemeyerek, yalan söylemektedir... "BİLİRKİŞİ RAPORU" ile doğru yada yalan söylediği bilimsel ve psikolojik bağlamda saptanmalıdır! Ben, somut belge, bilgi, bulgu, kanıt, olgularla dâvâ dosyası hazırlarken sanık, tanık kişiler, karakuşi yöntemle, adliyeyi gereksiz yere meşgûl etme suçu işlemekle birlikte adaleti yanıltmaya çalışmaktadırlar. Yaşam Kaya, bana hiçbir zaman için telefon etmedi... Bunun bile, yukarıda verdiğim telefon numaralarının o zamanki kayıtlarından saptanmasını arzu etmekteyim...

Her iki tanığın da, hiçbir belgeye, bilgiye, bulguya, delile, kanıta, olguya yaslanmayıp karakuşi yöntemle "yalancı tanıklık" eylemine yaslanan sözlerinin ciddîye alınmamasını, tanıklıklarının reddedilmesiyle birlikte, her iki tanığın da ilgili yasa maddeleri gereği cezalandırılmaları gerekir...

Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ve talep ederim. 30 Nisan 2015


MÜŞTEKİ
HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ