6 Nisan 2015 Pazartesi

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Duruşma Salonu'nda okuyacağım ilginç yazı...

Çeşitli alternatifler düşünüldükten sonra, Mr. Hamlin, Kolej'in yeri konusunda düşündüğü en uygun yeri belirledi. Bu yer Ahmet Vefik Paşa'ya ait taşocağı olan bir arsaydı. Aynı taşocağı, İstanbul fethedilmeden hemen önce, 1453 yılında, Boğaz'ın Avrupa Yakasında olan heybetli Rumelihisarı'nın yapımında Fatih Sultan Mehmet tarafından da kullanılmıştı. Bu ocaktan çıkan mavi kireçtaşı Birinci Dünya Savaşı'na kadar inşa edilen bütün Kolej binalarında kullanılmıştır.

Önceleri Ahmet Vefik Paşa arazisini satmak istememiş, fakat daha sonra sultanın elçisi olarak III. Napoleon'un Paris'teki sarayına çağrılınca, anlaşmaya mecbur kalmış ve de 1861 yılında arsasını satmıştır. Ödeme, dönemin Eğitim Bakanlığı'nın verdiği yapım izniyle birlikte en kısa zamanda yapılmalıydı; Padişah'ın fermanı olmadan inşaata başlanamayacağı konusunda da Mr. Hamlin bilgilendirilmişti. Padişah'tan böyle bir iznin alınmasının uzun süreceğinin farkında olan Mr. Hamlin, Yönetim Kurulun'dan bugünkü boş-seminer binasını kiralamıştı. Böylece Robert Kolej, yardımsever Christopher Rheinlander Robert'ten ismini almış, mezunlarına B.A. derecesi verme yetkisi ise bir kararname ile onaylanmıştır. Eylül 1863'te, ilk Başkan Dr. Cyrus Hamlin'le kapılarını öğrencilere açmıştır.