29 Ocak 2015 Perşembe

Kavgadan kaçan Coşkun Büktel, Özdemir Nutku'dan âdeta özür diliyor...





YENİ TİYATRO DERGİSİ'NE VERDİĞİM SÖZEL RÖPORTAJDAN BİR BÖLÜM

SEMA GÖKTAŞ: Hangi konuda 1100 tane imza toplandı?

COŞKUN BÜKTEL: Bana karşı niye o insanlar o imzaları verdiler? Ve o imza attıkları bildiride ne yazıyordu? Benim Özdemir Nutku'ya iftira attığım yazıyordu. Yani diğer Hilmi Bulunmaz ile ilgili, benim de zaten karşı olduğum, ölülerin arkasından konuşmak gibi şeyler de vardı içinde… Ya da benim de karşı olduğum köpek resmi ve çanak yalatma şeyi. Bunları Hilmi'ye yapmamasını ben de söyledim. Ama "Çanak resmi koydu-lar!", "-lar!", özellikle "Bunlar!" diye vurgulayarak, "Ölülerin arkasından konuştu-lar!", "-lar!", "Ölüm halinde olan Lale Oraloğlu'na hakaret etti-ler!" gibi cümleler var o bildiride. Bütün bunlara ben karşıydım. Bu konularda Hilmi Bulunmaz'ı uyarmıştım, yazılı olarak da eleştirmiştim. Yazılı olarak eleştirilerim orada. Mustafa Demirkanlı, o linç kampanyasını kuran adamların başındaki adam da bunları okumuştu. Biliyordu. Bunu bile bile bu ifadeleri oraya koydu ve 1100 kişi de bunları kuzu kuzu imzaladı. Özdemir Nutku dahil! Bir kere Özdemir Nutku'nun o linç kampanyasını imzalaması onun kalitesini ele vermiyor mu sizce?... Benim bunlarla ilgili Hilmi'yi eleştiren yazılarım vardı. Ama onlar "böyle yaptı-lar, böyle etti-ler, bilmem ne" diyerek, hani manavlar yaparlar ya kese kağıdının altına çürükleri koyarlar ve üstüne de iki tane iyisini koyarlar, bu çürüklerle dolu bildiriye iki tane de Hilmi hakkında doğru olan, gerçekten gayri insani saydığım benim de, Hilmi'ye de söyledim, yazdım da bunları, "ben Lale Oraloğlu'nu severdim" filan dedim, niye dedim yani, "insanların arkasından konuşmak zaten gayri insani, bu yüzden bir kere karşıyım, bu senin aleyhine ve dolayısıyla benim aleyhime çok kullanılabilecek bir şey" dedim. "Lütfen benim Aşil topuğum olma", dedim. Evet, özetle bu şeyi aynen söylemiştim. "Lütfen benim Aşil topuğum olma", demiştim. Ama bundan öteye bir şey söyleyemem, elli beş yaşında adam, ne isterse onu söyler, ne isterse onu yazar. İsterse de Aşil topuğum olur. Ben topuğumu kendim kollamak zorundayım, o benim topuğumu kollamak zorunda değil. O istediğini söyledi, ben de eleştirilerimi yazdım Hilmi'yle ilgili. Ama buna rağmen öyle yaptı-lar böyle yaptı-lar bilmem ne yaptı-lar… Bu arada, araya da "Özdemir Nutku'ya iftira ettiler" diye de bir ifadeyi koydular ve 1100 tane imza topladılar. 1100 tane iftiracı dolaşıyor şu anda Türk tiyatrosunda. Ben "böyle bir ülkede tiyatrodan filan bahsedilemez" diyorum. "Benim oyunlarım oynansa ne olur, oynanmasa ne olur" diyorum, "böyle bir ülkede... Böyle bir tiyatro ortamında?…" Çok önemsemiyorum oyunlarımın oynanmasını.

(Kaynak: Yeni Tiyatro Dergisi, Haziran-Temmuz 2010, sayı 20, sf. 10-11

Kavga kaçkını Coşkun Büktel'i çok yakından tanıyınız: 
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=962987977052646&set=a.179782142039904.42083.100000243596367&type=1&theater

***

Ayrıca bakınız:

Türkiye tiyatro tarihinin en yırtık pırtık söyleşisini okumakta yararlar var...